Altın fiyatlarını belirleyen 2 önemli faktör vardır. Bunlardan ilki arz-talep dengesi, ikincisi enflasyon oranları, politik gerginlikler ve kriz göstergeleridir.
Altın genel olarak enflasyonun yükseldiği ya da enflasyon beklentilerinin çok olduğu dönemlerde artış gösterir. Petrol fiyatlarının düştüğü dönemlerde altın fiyatlarında da düşüş olduğu görülür. ABD ve diğer gelişmiş ülkeler batının altın rezervinin % 83 ünü oluşturmaktadır. Bu nedenle kurların yükselmesi ellerindeki rezervlerin değerini attırmaktadır.
Ülkeler arası gerginliklerin artması, büyük bankaların finansal kriz göstermesi ve kredi piyasalarında karışıklıkların yaşanması nedeniyle altın fiyatlarının ciddi şekilde arttığı görülmektedir. Bu yüksek ve değişim gösteren altın fiyatları nedeniyle toplam altın talebinin % 19 azaldığı görülmekte. Büyüyen enflasyon baskısının ve kredi sıkışıklığından dolayı yaşanan bu sorunlar nedeniyle yatırımcılar tarafından altın takı talebinin azalmasına dolayısıyla altın alımının azalmasına neden olmuştur.
Dünyanın en çok altın tüketen ülkesi olan Hindistan son zamanlarda IMF’den 200 ton altın alarak doların önümüzdeki aylarda düşüş göstermesi durumunda Hint Rupisinin durumunu korumak için altın alımını gerçekleştirmeyi düşünüyor.
Altın ve dolar arasındaki ilişki terstir. Çünkü altının ons başına birim değeri dolar cinsinden değerlendirilir ve bu yüzden dolar düştükçe altın yükselir. Dolar tekrar ne zaman değer kazanmaya başlarsa altın fiyatları düşüşe geçecektir. Avrupa’daki toparlanma ABD’ye göre geç başlayıp, ABD’den zayıf kalacağı düşünülerek doların euro karşısındaki değeri artacaktır ve bu da altın fiyatlarında düşüş olacağını gösterecektir.